ALTIN Ons ve Gram Analizleri

"Altın ons ve gram fiyatlarında küresel dalgalanmaların arkasındaki dinamikleri keşfedin!"

Amerikan Borsa Analizleri

"Wall Street'in nabzını tutun: Nasdaq ve Dow Jones endekslerindeki kritik hareketleri analiz ediyoruz."

BİST Türkiye Borsa Analizleri

"BİST 100'de fırsatlar ve riskler: Yerel piyasanın en güncel teknik ve temel analizleri burada."

GÜMÜŞ Ons ve Gram Analizleri

"Gümüş piyasasında volatilite yükseliyor: Ons ve gram fiyat tahminlerimizle yatırım stratejilerinizi güçlendirin."

Haftalık Piyasa Özeti

"Altın, döviz, borsa ve gümüşte haftanın en kritik gelişmeleri ve önümüzdeki dönemin anahtar beklentileri tek bakışta!"

17 Kasım 2025

Selcuk Gecer Son Yorumu: Altin Odakli Analizi

Selçuk Geçer Son Yorumu: Enflasyon Perdesi Kalkınca Dolar 80, Altın 12.000 TL'ye Neden İşaret Ediliyor?

Ekonomi gündemi her geçen gün daha karmaşık hale gelirken, yatırımcılar ve vatandaşlar resmi verilerle sokaktaki gerçeklik arasındaki devasa uçurumu anlamlandırmaya çalışıyor. Özellikle döviz, altın ve faiz oranları üzerine yapılan analizler, mevcut politikaların ne kadar sürdürülebilir olduğu konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor. Popüler yayıncı Selçuk Geçer, selçuk geçer son videosu ile bu uçurumun arkasındaki nedenleri derinlemesine inceliyor.

Peki, uygulanan yüksek faiz ve vergi politikaları, Koç Topluluğu Başkanı Ömer Koç’un dikkat çeken vergi açıklamalarıyla nasıl birleşiyor? youtube selçuk geçer kanalında paylaşılan bu kritik veriler ışığında, Türkiye ekonomisinden beş şaşırtıcı ve sarsıcı çıkarımı selçuk geçer yorumlarıyla birlikte ele alıyoruz.


ALTIN Odaklı Kritik Analiz (Doların ve Altının Gerçek Değeri)

Piyasalar, genellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde altın ve gümüş gibi güvenli limanlara yönelir. Ancak altın yorumu selçuk geçer tarafından yapıldığında, meselenin yalnızca arz-talep dengesi değil, aynı zamanda Türk lirasının aşırı değerli tutulması olduğu ortaya çıkıyor.

Selçuk Geçer altın değerlendirmelerinde, döviz kurunun olması gereken seviyede olmadığını vurguluyor. Eğer dolar 42 TL yerine 80–85 TL seviyesinde olsaydı, hem konut fiyatları hem de altın fiyatları daha gerçekçi bir seviyede olurdu. Bu çıkarım, altın fiyatlarının Türkiye’de yapay baskı altında olduğunu gösteriyor ve sermaye kaçışının temel nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

"dövizin doğru yerde olmadığını gösteren bir tablo daha eğer ki bugün dolar olması gereken yerinde olsaydı yani 42 lir yerine 80–85 lira civarında olsaydı konut fiyatları yabancılar için de emin olun yerliler için de çok daha cazip olacaktı".

Gümüş (Hayatta Kalma Mücadelesi ve Tüketici Borç Batağı)

Ekonomik kriz derinleştikçe vatandaşların tasarruf eğilimi yerini hayatta kalma mücadelesine bırakıyor. Yoksulluk sınırının 100.000 TL'ye dayandığı ortamda, 22.100 TL asgari ücret ve 16.800 TL emekli maaşı, milyonlarca kişiyi bankalara muhtaç hale getiriyor.

Toplam tüketici kredileri 2.7 trilyon liraya ulaşmış durumda. Bunun 2.005 trilyon TL’si ihtiyaç kredilerinden oluşurken, tam 541 milyar 94 milyon liralık kısmı şu an icra ve takipte. Bu tablo, ülkenin geniş kesimlerinin borç ve umutsuzluk içinde sıkıştığını gözler önüne seriyor.

Amerikan Borsası (Türk Sermayesinin Yurtdışına Hızı)

Döviz kurunun yapay olarak baskılanması, yatırımcıları yurtdışı piyasalarına yöneltiyor. Selçuk Geçer’in aktardığı verilere göre, son bir yılda Türk vatandaşları yurt dışından 77 milyar TL değerinde gayrimenkul satın aldı.

Bu durum, Mehmet Şimşek’in ülkeye sıcak para çekme hedefi ile çelişirken, mevcut politikaların yerli sermayeyi dışarı ittiğini gösteriyor.

Türkiye Borsası (Faiz, Vergi ve Üretimin İhmali)

Türkiye Borsası’nın mevcut durumu, yüksek faiz politikalarının reel sektörü nasıl boğduğunu gösteriyor. Yalnızca para politikası ile enflasyonla mücadele edilmeye çalışılması, şirket iflaslarını ve yabancıya ucuz şirket satışlarını artırıyor.

Vergi tarafında ise durum daha çarpıcı: Ömer Koç’un açıklamasına göre, Koç Grubu Türkiye’deki tüm vergilerin %8’ini tek başına ödüyor. Zaten %70–80’i dolaylı vergiler üzerinden vatandaş tarafından ödenirken, kalan büyük projelerin ve ihalelerin vergi katkısı ise büyük bir soru işareti.

"siz sadece faizi arttırarak ya da faizi indirerek enflasyonla baş edemezsiniz, ekonomiyi de düzeltemezsiniz kardeşim".

BES (Emeklinin Hakkı: Korkmadan Talep Etmek)

Emekliler 16.800 TL maaşla geçinemiyor ve kiralarının yarısını bile ödeyemiyor. Bu durum yalnızca bireysel emeklilik sisteminin değil, tüm sosyal güvenlik yapısının çöktüğünü gösteriyor.

Selçuk Geçer’e göre, en düşük emekli maaşı en az asgari ücretin %110’u olan 66–67 bin TL seviyesine çıkarılmalı. %100 zam yapılsa bile bu maaşın 33.000 TL olacağı ve yine yoksulluk sınırının çok altında kalacağı vurgulanıyor.

Devlet yıllık 3 trilyon TL faiz ödemesi yapabiliyorsa, emeklinin hakkını da ödeyebilmelidir.


Kritik Çıkarım

Selçuk Geçer yorumları ve aktarılan veriler, Türkiye ekonomisinin yüksek faiz–yüksek vergi ikilisine kilitlendiğini gösteriyor. Üretim artırılmadıkça, tasarruf değil borçlanma teşvik edildikçe ve döviz kuru yapay şekilde baskılandıkça, sermaye kaçışı ve gelir adaletsizliği büyümeye devam edecektir.

Altın, dolar ve borsa gibi yatırım araçlarının dahi yapay baskı altında olması, ekonominin gerçek durumu hakkında daha çarpıcı bir tablo sunuyor. Bu nedenle, yalnızca faiz politikasına dayalı bir ekonomi yönetiminin sürdürülebilir olmadığı açıkça görülmektedir.

Hakkımız olanı korkmadan talep etmek ve ekonominin yalnızca faizden ibaret olmadığını anlamak, bu çıkmazın kırılmasında en kritik adımdır.



16 Kasım 2025

Altın Neden Düşüyor? Dr. Artunç Kocabalkan | Fiba Portföy Hakan Avcı

ALTINDA BÜYÜK MOMENTUM BİTTİ Mİ? | Dr. Artunç Kocabalkan ve Hakan Avcı'dan 2026'ya Şok Uyarı: Yabancı Borsada 'Al-Tut' Bitti!

Piyasaların yönünü tahmin etmek, sisli bir denizde pusulasız yol almak gibidir. Özellikle son haftalarda altın fiyatlarında yaşanan keskin düşüşler, yatırımcıların aklına aynı soruyu getirdi: “Büyük ralli sona mı erdi, yoksa bu sadece fırtına öncesi sessizlik mi?”

Bu sorunun peşine düşerek Ekonomist TV’de Dr. Artunç Kocabalkan ve Fiba Portföy’den Hakan Avcı’nın değerlendirmelerini inceledik. Aşağıda, uzmanların genel piyasa algısıyla çelişen en kritik çıkarımlarını bulabilirsiniz.

Altın

Altın Neden Düşerken Bile Güçlü Kalacak?

Altın, 4400 seviyelerinden 4000–3900 bandına hızlı ve sert bir düşüş yaşadı. Dr. Artunç Kocabalkan, bu düzeltmenin normalde üç haftada beklenirken iki günde gerçekleştiğini ve bu hızın “sıkıntılı” olduğunu söylüyor.

Buna rağmen, altının temel hikâyesi bitmiş değil. Hem Kocabalkan hem de Hakan Avcı, küresel borç yükü, Amerika’nın politikaları ve jeopolitik belirsizlikler nedeniyle altının hâlâ güçlü kaldığını vurguluyor.

“Amerika'nın izlediği politikalar, dünyadaki çok borç yükünün artmış olması... bunun borçtan nasıl çıkılır? Enflasyonist bir ortam yaratılır.”

Enflasyonist ortam altını desteklemeye devam ettiği için, düşüşler alım fırsatı olarak görülebilir. Ancak uzmanların net uyarısı: Artık portföyün %50–60’ını altına ayırma dönemi bitti.

Önerilen alokasyon: %10–20. Büyük momentumun gerçekleştiği ve artık aynı hızda koşulmaması gerektiği belirtiliyor.

Gümüş

Kaynak analizinde gümüş yalnızca bir defa geçiyor, fakat detaylı bir değerlendirme yapılmıyor. Bu da odağın altın ve hisse senetlerine kaydığını gösteriyor. Gümüş, “fakir adamın altını” olarak anılsa da bu dönemin merkezinde değil.

Amerikan Borsası

“Al ve Tut” Stratejisi Bitti: Volatilite Başlıyor

Hakan Avcı’ya göre 2025 “al-tut” yılıydı; ancak 2026 çok daha dalgalı geçecek. Artan volatilite, yatırımcıları trade etmeye zorlayacak ve bu da yanlış yapma riskini artıracak.

“2025’e göre hem yabancı hisselerde hem altın ve gümüşte çok daha zor bir sene olacağını düşünüyorum... dalgalı dalgalı, trade ettirir, alım satım yaptırır, yanlış yapma olanağınız artar.”

Bu çıkarım, pasif yatırım döneminin sona erebileceğini gösteriyor. Yabancı hisselerde artık daha dikkatli olunması gerekiyor.

Türkiye Borsası

TL Varlıklarda Umut – Ama Hisse Senetlerinde

Dövizli varlıklardaki momentumun azalmasıyla birlikte, uzmanlar TL varlıklara dikkat çekiyor. Hakan Avcı, 2026’da TL bazlı kazanç ihtimalinin daha yüksek olduğuna inanıyor.

Ancak tahvil/bono tarafında enflasyonu indirebilecek bir ortam görülmediği için cazip değil. TL yatırım arayanlar için tek güçlü aday kalıyor: hisse senetleri.

Bu, Türk borsasının yerel yatırımcı için yeniden fırsatlar sunabileceğini gösteriyor.

BES

İncelenen kaynaklarda Bireysel Emeklilik Sistemi hakkında bir değerlendirme bulunmuyor.

Sonuç

Dr. Artunç Kocabalkan ve Hakan Avcı’nın analizleri, piyasaların kritik bir dönüşüm döneminde olduğunu gösteriyor. Altında temel hikâye bitmedi ancak büyük momentum geride kaldı. Yabancı borsalarda 2026, ciddi volatilite ve aktif yönetim gerektiren bir yıl olacak. Bu durum, TL varlıklarına ve özellikle hisse senetlerine ilgiyi artırabilir.

Yatırımcıların bu dönem için yapması gereken ise oldukça net: Riskli pozisyonları azaltmak, aktif bir yatırım yılına hazırlanmak ve portföy dümenini daha sıkı tutmak.



15 Kasım 2025

XAU Altın Haftalık Değerlendirme

FED BELİRSİZLİĞİ ALTINI VURDU!

%2.20'LİK SERT DÜŞÜŞ! 

Ons Altın (XAU/USD) hakkında bilmeniz gereken güncel veriler:

• Anlık Fiyat: 4.079,58.
• Günlük Değişim: -91,88 puan ile -%2,20 düşüş.
• Düşüşün Sebebi: Altın, son bir ayın en iyi haftalık performansını göstermesine rağmen, Fed belirsizliğiyle günün kazançlarını geri verdi.
• Yıllık Performans: Altın, son 1 yıllık dönemde muazzam bir şekilde %58,97 değer kazandı.
• Önemli Aralık: Fiyatlar bugün 4.032,32 ile 4.211,68 arasında hareket etti.

Unutmayın: Finansal araçlar ve/veya kripto paralarla işlem yapmak yüksek seviyede risk içermektedir ve tüm yatırımcılar için uygun değildir. Yatırım yapmadan önce risk iştahınızı dikkatlice değerlendiriniz ve profesyonel tavsiye alınız.


1-Altın Sahipleri İçin Kritik Karar! Satalım mı, Tutalım mı?

REKOR ZİRVEYE YAKIN BU NOKTADA ALTINDA KAR REALİZASYONU MU, GÜVENLİ LİMAN TUTUŞU MU?

Ons Altın (XAU/USD) 4.079,58 dolar seviyesinde haftayı kapattı. Son 52 haftalık aralığın (2.561,59 - 4.381,60) üst sınırına yakın olmamız, satış baskısını artırıyor.

Neden Tutmalı? (Uzun Vadeli Güvenlik)

• Altın, son 1 yıllık dönemde %58,97 gibi çok yüksek bir değişim göstererek güçlü bir değer koruyucusu olduğunu kanıtladı.
• ABD ekonomisine ilişkin artan belirsizlik, altını güvenli liman varlığı olarak desteklemeye devam ediyor.

Neden Kısmen Satmalı? (Kısa Vadeli Risk)

• Altın, son günlerde Fed belirsizliğiyle birlikte günlük yaklaşık %2,20 düşüş yaşayarak 4.050 dolar seviyelerine geriledi.
• Faiz indirimi beklentilerinin azalması, altının yükselişini sınırlayan önemli bir temel faktör.

Yıl içinde sağlanan yüksek kârı güvence altına almak için portföyün bir kısmını satmak (kâr realize etmek) mantıklıdır; ancak küresel belirsizlik devam ettiği sürece, risklere karşı korunmak için ana pozisyonu tutmak (güvenli liman tutuşu) stratejik önceliktir.


2: Altın'ı olmayanlar için kritik karar: Doğru Zaman mı?

GÜNLÜK DÜŞÜŞ ALIM FIRSATI MI? 
FED BELİRSİZLİĞİNDE ALTIN YATIRIMI!

Altın almayı düşünen yatırımcılar için kritik soru: Mevcut fiyat (4.079,58) bir fırsat mı, yoksa daha derin bir düzeltme mi beklenmeli?

Altın Alımı Lehindeki Güçlü Sinyaller:

• Teknik Görünüm: Teknik göstergelere göre XAU/USD, genel olarak "Güçlü Al" olarak derecelendiriliyor.
• Temel Destek: Ekonomik belirsizlik altını yukarı yönlü itmeye devam eden ana faktördür.
• Piyasa İlgisi: Altın rekor kırarken bile, yatırımcılar altın ve hisse senedi ikili stratejilerine ilgi gösteriyor.

Altın Alımı için Bekleme Gerekçeleri:

• Fiyat, Fed belirsizliği etkisiyle %2,20 düşüş yaşarken, faiz indirim beklentilerindeki sınırlamalar altın üzerindeki baskıyı artırabilir.
• Gün içi aralık 4.032,32'ye kadar gerilemiştir. Daha cazip bir giriş noktası yakalamak için fiyatın bu destek seviyelerine yakınsaması beklenebilir.

Mevcut düşüş hareketini, kademeli alım (DCA) stratejisiyle değerlendirerek pozisyonun küçük bir kısmını açmak ve geri kalan kısım için piyasanın Fed sinyallerine netlik kazanmasını beklemek risk yönetimi açısından önerilir.

13 Kasım 2025

GRAM ALTIN 12.000 TL OLABİLİR! Selçuk Geçer SON DAKİKA UYARISI:

GRAM ALTIN 12.000 TL OLABİLİR!
Selçuk Geçer SON DAKİKA UYARISI:
Dolar 85 TL'ye Fırlarsa... | Altın Yorumları & Türkiye Ekonomisi

Ekonomik gerçekler, resmi rakamlarla uyuşmuyor! Türkiye ve dünya piyasalarını eleştirel bir gözle analiz eden Selçuk Geçer, son videosunda yatırımcıları şok edecek tahminlerde bulundu. Dolar kuru gerçekten baskılanıyor mu? Gram altın neden gerçek değerinin yarısında? 2026'da şirketler batacak mı?

Bu yazımızda, Selçuk Geçer’in en sert altın yorumu ve Türkiye ekonomisine dair sunduğu çarpıcı analizleri kritik ediyoruz.

İzleyecekleriniz ve Temel Çıkarımlar:

Gram Altın ve Dolar Şoku
Selçuk Geçer’e göre, mevcut 5.600 TL seviyesindeki gram altın fiyatı, manipüle edilmiş dolar kurunu yansıtıyor. Gerçek enflasyon baz alındığında doların 85 TL'nin üzerinde olması gerektiğini belirten yorumcu, bu durumda gram altının bir anda 11.000 TL ile 12.000 TL arasına fırlayabileceği konusunda uyarıyor. Altın ve gümüş, bu baskılanmış kura karşı en büyük sigorta olarak görülüyor. Selçuk Geçer altın için küresel hedefin 5.500 dolar olduğunu da belirtiyor.

Fed ve Amerikan Borsaları
ABD Merkez Bankası (Fed) içeriden ikiye ayrılmış durumda; bazı Fed yetkilileri faiz indirimlerinin riskli olduğunu söylerken, bazıları hızlı indirim talep ediyor. Hükümet kapanması riskinin kalkması ve faiz indirim beklentilerinin artmasıyla, Morgan Stanley gibi devler hisse senetlerinde yükseliş bekliyor. Selçuk Geçer yorum olarak, özellikle yapay zeka, teknoloji, sanayi ve bankacılık hisselerinde hareketlilik beklediğini aktarıyor.

Türkiye Ekonomisi ve 2026 Riski
Eski TİM Başkanı İsmail Gülle'nin "2026'yı geçirene kurşun işlemez" uyarısını değerlendiren Selçuk Geçer son yorumu ile bu tarihte arka arkaya şirket batışları yaşanacağını öngörüyor. Ayrıca, gelen 11 milyar dolarlık yabancı sermayenin aslında şirketlerin "bedavadan el değiştirmesi" anlamına geldiğini iddia ediyor.

Nüfus Politikası ve Ekonomi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "4-5 çocuk yapın" çağrısını değerlendiren Selçuk Geçer youtube videosunda, yoksulluk sınırının 90.000 TL'yi geçtiği (ve yakında 100.000 TL olacağı) bir ortamda, düşük asgari ücretlerle insanların çocuk yapmasının beklenemeyeceğini, hatta gençlerin yurt dışına kaçmaya çalıştığını vurguluyor.

Selçuk Geçer altın yorumu ve piyasa değerlendirmeleri, mevcut ekonomi politikalarının sürdürülemez olduğunu gösteriyor. Bu yapay dengenin bozulması, anlık ve sert fiyat hareketlerine yol açacaktır.

#selçukgeçeraltın #selçukgeçer #altınyorumu #dolar #ekonomi #selçukgeçersonvideo #gramaltın #youtubeSelçukGeçer #selçukgeçersonyorum



Türkiye ekonomisi, kaynaklarda sunulan uzman görüşleri, özellikle Selçuk Geçer’in eleştirel analizleri ve İsmail Gülle'nin uyarıları ışığında, büyük bir yapay denge ve sürdürülemezlik üzerine kurulmuş karmaşık ve yüksek riskli bir tablo çizmektedir. Resmi veriler ile vatandaşın yaşadığı gerçekler arasındaki büyük uçurum, bu dengenin ne kadar kırılgan olduğunu göstermektedir.

İşte kaynaklara dayalı olarak Türkiye ekonomisinin mevcut durumunun ve karşı karşıya olduğu risklerin ayrıntılı bir tartışması:

1. Para Politikaları ve Kur Baskılama Çelişkisi

Kaynaklarda, mevcut ekonomi yönetiminin izlediği politikaların "ekonomi politikasızlıkları" olarak adlandırıldığı ve işlerin sadece para politikalarıyla yürütülmeye çalışıldığı belirtilmektedir.

Döviz Kurundaki Manipülasyon ve Gerçek Değer:

  • Selçuk Geçer’e göre, dolar kuru şu anda gerçek seviyesinde değildir ve manipüle edilmektedir.
  • Turizm, ihracat ve üretim verilerinde bu durum net bir şekilde görülmektedir.
  • Yorumcu, TÜİK enflasyonu baz alındığında dahi doların 80 liranın, hatta 85 liranın üzerine çıkmış olması gerektiğini savunmaktadır.
  • Bu durum, mevcut ekonomi politikalarının uzun süre sürdürülebilir olmadığını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Gram Altın Fiyatı Üzerindeki Etkisi:

  • Döviz kurunun baskılanması, döviz endeksli bir ürün olan gram altının fiyatının da gerçek değerini yansıtmamasına neden olmaktadır.
  • Selçuk Geçer, doların olması gereken seviyeye (85 TL civarına) gelmesi durumunda, şu an 5.600 TL seviyesinde olan gram altının bir anda 11.000 TL ile 12.000 TL seviyelerine fırlayabileceği uyarısında bulunmaktadır. Bu, altının Türkiye’de bastırılmış kura karşı zorunlu bir sigorta işlevi gördüğünü göstermektedir.

2. Reel Sektör Krizi ve 2026 Uyarısı

Türkiye’nin ihracatçı ve üretici kesimi, mevcut kur, faiz ve vergi politikaları nedeniyle büyük zorluklar yaşamaktadır.

  • Üretimde Gerileme: TÜİK verilerine göre sanayi üretimi Eylül ayında %2.2 gerilemiş, bu da üretimin ne kadar fecaat bir durumda olduğunu göstermektedir.
  • Dış Ticaret Açığı: Döviz baskısı nedeniyle cari açığın hızla arttığı görülmektedir. Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı 75 milyar dolara ulaşmış, yıllıklandırılmış cari açık ise Eylül’de 20.1 milyar dolar olmuştur.
  • Şirket Batışları ve İsmail Gülle’nin Uyarısı: Eski TİM Başkanı İsmail Gülle, mevcut kur ve faiz politikaları devam ederse reel sektörün çöküşe sürükleneceği uyarısını yaparak, "2026'yı geçirene kurşun işlemez" ifadesini kullanmıştır.
  • Bedava Şirket Satışları: Selçuk Geçer, İsmail Gülle’nin uyarısını derinleştirerek, 2026 yılında arka arkaya konkordato değil, şirket batışları görüleceğini ve bu şirketlerin yabancılar tarafından "bedavadan el değiştirdiğini" öngörmektedir.
  • Yanlış Yabancı Sermaye Algısı: Kaynaklar, son dönemde gelen 11 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermayenin, sıfırdan fabrika yatırımı değil, mevcut Türk şirketlerinin ucuza satılması anlamına geldiğini belirtmektedir.

3. Sosyo-Ekonomik Koşullar ve Demografik Çıkarımlar

Ekonomik politikaların yetersizliği, toplumun temel yaşam koşulları ve demografik hedefleri üzerinde de ciddi baskı yaratmaktadır.

  • Fakirleşen Vatandaş ve Yüksek Yoksulluk Sınırı: Selçuk Geçer, uygulanan politikaların her geçen gün insanların biraz daha fakirleşmesine sebep olduğunu belirtmektedir. Yoksulluk sınırı 90.000 lirayı geçmiş durumda olup, önümüzdeki aylarda 100.000 liralık seviyeyi de geçecektir. Buna karşın asgari ücret 22.100 lira, ortalama ücretler ise 35-40.000 lira civarında kalmaktadır.
  • Demografik İntihar Eleştirisi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfus artışındaki düşüşün "intihar" olacağını belirterek, en az 4-5 çocuk yapılması çağrısında bulunmuştur. Selçuk Geçer, bu çağrının ülkenin kalkınması için haklı olduğunu kabul etmekle birlikte, ekonomik koşulların bu çağrıyı imkansız hale getirdiğini sert bir dille eleştirmektedir:

    "İnsanlara umut vermediğiniz sürece insanlara gerçekten ekonomik bir bağımsızlık sağlamadığınız sürece onların kaygılarını arttırdığınız sürece nüfusun artmasını bekleyemezsiniz insanların 4 beş çocuk yapmasını da bekleyemezsiniz sayın Cumhurbaşkanı...".

  • Genç Nüfusun Kaçışı: Daha tehlikeli bir sorun olarak, mevcut genç nüfusun bile yurt dışına kaçmaya çalıştığı belirtilmekte; Cumhurbaşkanı'nın daha çok çocuk yapılmasını istemek yerine, mevcut genç nüfusun kaçmaması için önlemler alması gerektiği vurgulanmaktadır.

4. Sektörel Zorluklar ve Güvenli Limanlara Yönelim

  • Otomotiv Sektöründeki Baskı: İthal otolara ödenen fatura 20.9 milyar dolara çıkmıştır. Yerli oto TOGG ve Türkiye’de üretilen diğer yerli araçlar, Çin firmalarının (örneğin BYD) daha düşük fiyatlarla piyasaya girmesi nedeniyle satılamaz hale gelmiş, hatta TOGG’un kendi pazarını kaybetme noktasına geldiği belirtilmiştir.
  • Lira Bazlı Birikim Riski: Kaynaklarda, kurun ve enflasyonun gerçek değerinin çok daha yüksek olduğu göz önüne alındığında, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) gibi uzun vadeli lira bazlı tasarrufların, getirilerine rağmen reel değerini koruyamama riski taşıdığı ima edilmektedir. Yatırımcılar, zorunlu olarak altın ve döviz endeksli ürünlere yönelmeye devam etmektedir.

Özet

Türkiye ekonomisi, Selçuk Geçer’in yorumladığı şekliyle, şirket batışları, yüksek dış açıklar, baskılanmış döviz kuru ve halkın artan fakirleşmesi gibi ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sürdürülemez dengenin bozulması, özellikle gram altın fiyatında görülecek anlık ve çok sert fiyat sıçramaları gibi sonuçları beraberinde getirme potansiyeli taşımaktadır.