ALTIN Ons ve Gram Analizleri

"Altın ons ve gram fiyatlarında küresel dalgalanmaların arkasındaki dinamikleri keşfedin!"

Amerikan Borsa Analizleri

"Wall Street'in nabzını tutun: Nasdaq ve Dow Jones endekslerindeki kritik hareketleri analiz ediyoruz."

BİST Türkiye Borsa Analizleri

"BİST 100'de fırsatlar ve riskler: Yerel piyasanın en güncel teknik ve temel analizleri burada."

GÜMÜŞ Ons ve Gram Analizleri

"Gümüş piyasasında volatilite yükseliyor: Ons ve gram fiyat tahminlerimizle yatırım stratejilerinizi güçlendirin."

Haftalık Piyasa Özeti

"Altın, döviz, borsa ve gümüşte haftanın en kritik gelişmeleri ve önümüzdeki dönemin anahtar beklentileri tek bakışta!"

Selçuk Geçer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Selçuk Geçer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2025

Selcuk Gecer Yorumu: Bosuna dolar 80-TL Altin 120000-TL demiyoruz.

Türkiye ekonomisinin mevcut durumu, Selçuk Geçer son videosu ile bir kez daha masaya yatırılıyor. Yüksek vergiler, kontrolden çıkmış borç batağı ve faiz politikalarının reel sektörü nasıl çökerttiği, Koç Topluluğu Başkanı Ömer Koç’un vergi açıklamalarıyla birlikte inceleniyor. 

Resmi enflasyon rakamlarına inananlar ile yoksulluk sınırı 100.000 TL’ye dayanmış vatandaşların gerçekleri arasındaki uçurum her geçen gün derinleşiyor.

Selçuk Geçer yorumlarında, Mehmet Şimşek’in sadece para politikası ve yüksek vergilerle ekonomiyi yönetme çabasının başarısızlığını gözler önüne seriyor ve Türkiye'nin dramatik bir borç ve icra batağına sürüklendiğini rakamlarla kanıtlıyor.

Peki, dolar kuru neden olması gereken yerde değil? Altın ve gümüş fiyatları yapay olarak mı baskılanıyor? Emekliler neden hakları olan 67.000 TL’yi talep etmeli?

Bu videoda, Selçuk Geçer son dakika değerlendirmesiyle, ekonominin içinden geçen ve ülkeyi çıkmaza sürükleyen 5 kritik gelişmeyi detaylıca ele alıyoruz:

🪙 ALTIN ve DÖVİZİN GERÇEK DEĞERİ:

selçuk geçer altın yorumu ve altın yorumu selçuk geçer analizlerinde en çarpıcı çıkarım, dövizin olması gereken yerde olmaması. Selçuk Geçer, döviz kurunun bugün 42 lira civarında değil, 80-85 lira civarında olması gerektiğini savunuyor. 

Eğer dolar bu seviyelerde olsaydı, konut fiyatları hem yerliler hem de yabancılar için çok daha cazip hale gelecekti. Bu yapay baskı, ülkedeki sermayenin de kaçışını hızlandırıyor. selçuk geçer altın yorumları ışığında, liranın reel değerini anlamak, yatırım kararları için hayati önem taşıyor.

TÜKETİCİ KREDİLERİ VE BORÇ BATAĞI:

Toplam tüketici kredileri 2.7 trilyon TL'ye ulaşmış durumda. Bunun 2 trilyon 5 milyar liralık kısmı ihtiyaç kredilerinden oluşuyor. Maaşların (asgari ücret 22.100 TL, emekli 16.800 TL) yoksulluk sınırı (yaklaşık 100.000 TL) karşısında yetersiz kalması nedeniyle insanlar borçlanıyor. 

En sarsıcı veri ise bu kredilerin 541 milyar 94 milyon liralık kısmının takibe düşmüş olması. Bu durum, milyonlarca insanın büyük bir umutsuzluk ve icra batağı içerisinde olduğunu gösteriyor.

VERGİ ADALETSİZLİĞİ VE KOÇ AÇIKLAMASI:

Ömer Koç, Koç Topluluğu olarak Türkiye'nin toplanan toplam vergisinin %8'ini ödediklerini açıkladı. Vatandaşlar zaten dolaylı vergilerle verginin %70 ila %80'lik kısmını ödüyor. Geriye kalan ihaleleri alan, devasa projeleri gerçekleştiren şirketlerin ne kadar vergi ödediği ise büyük bir muamma yaratıyor. Mehmet Şimşek’in “Vergiyi tabana yayacağız” söyleminin hangi tabana yayıldığı açıkça görülüyor.

ÜRETİMİN İHMALİ VE YÜKSEK FAİZ SARMALI:

Selçuk Geçer son yorumunda, dezenflasyon sürecinin yalnızca faiz artışı ve yüksek vergilerle yürütülmesini eleştiriyor. Ekonominin birinci kuralı olan arz-talep ilişkisinin göz ardı edildiğini, enflasyonu düşürmenin tek yolunun kendi kaynaklarıyla üretim yapmak olduğunu belirtiyor. Yüksek faizin reel sektörün canını okuduğunu, şirketlerin battığını ya da yabancıların eline bedavadan geçtiğini gözlemliyoruz.

EMEKLİ MAAŞI VE HAK TALEBİ:

16.800 TL maaş alan emekliler kiralarının yarısını bile ödeyemez hale gelmişken, bu maaşın bir lütufmuş gibi sunulması eleştiriliyor. Selçuk Geçer, emeklilerin korkmadan hakları olanı talep etmeleri gerektiğini, en kötü ihtimalle maaşın asgari ücretin %110'u kadar, yani 66-67 bin lira civarında olması gerektiğini vurguluyor. Devletin 3 trilyon liralık faiz giderini ödemeyi buluyorsa, emekliye de hakkını vermeyi bulması gerektiğini söylüyor.




17 Kasım 2025

Selcuk Gecer Son Yorumu: Altin Odakli Analizi

Selçuk Geçer Son Yorumu: Enflasyon Perdesi Kalkınca Dolar 80, Altın 12.000 TL'ye Neden İşaret Ediliyor?

Ekonomi gündemi her geçen gün daha karmaşık hale gelirken, yatırımcılar ve vatandaşlar resmi verilerle sokaktaki gerçeklik arasındaki devasa uçurumu anlamlandırmaya çalışıyor. Özellikle döviz, altın ve faiz oranları üzerine yapılan analizler, mevcut politikaların ne kadar sürdürülebilir olduğu konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor. Popüler yayıncı Selçuk Geçer, selçuk geçer son videosu ile bu uçurumun arkasındaki nedenleri derinlemesine inceliyor.

Peki, uygulanan yüksek faiz ve vergi politikaları, Koç Topluluğu Başkanı Ömer Koç’un dikkat çeken vergi açıklamalarıyla nasıl birleşiyor? youtube selçuk geçer kanalında paylaşılan bu kritik veriler ışığında, Türkiye ekonomisinden beş şaşırtıcı ve sarsıcı çıkarımı selçuk geçer yorumlarıyla birlikte ele alıyoruz.


ALTIN Odaklı Kritik Analiz (Doların ve Altının Gerçek Değeri)

Piyasalar, genellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde altın ve gümüş gibi güvenli limanlara yönelir. Ancak altın yorumu selçuk geçer tarafından yapıldığında, meselenin yalnızca arz-talep dengesi değil, aynı zamanda Türk lirasının aşırı değerli tutulması olduğu ortaya çıkıyor.

Selçuk Geçer altın değerlendirmelerinde, döviz kurunun olması gereken seviyede olmadığını vurguluyor. Eğer dolar 42 TL yerine 80–85 TL seviyesinde olsaydı, hem konut fiyatları hem de altın fiyatları daha gerçekçi bir seviyede olurdu. Bu çıkarım, altın fiyatlarının Türkiye’de yapay baskı altında olduğunu gösteriyor ve sermaye kaçışının temel nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

"dövizin doğru yerde olmadığını gösteren bir tablo daha eğer ki bugün dolar olması gereken yerinde olsaydı yani 42 lir yerine 80–85 lira civarında olsaydı konut fiyatları yabancılar için de emin olun yerliler için de çok daha cazip olacaktı".

Gümüş (Hayatta Kalma Mücadelesi ve Tüketici Borç Batağı)

Ekonomik kriz derinleştikçe vatandaşların tasarruf eğilimi yerini hayatta kalma mücadelesine bırakıyor. Yoksulluk sınırının 100.000 TL'ye dayandığı ortamda, 22.100 TL asgari ücret ve 16.800 TL emekli maaşı, milyonlarca kişiyi bankalara muhtaç hale getiriyor.

Toplam tüketici kredileri 2.7 trilyon liraya ulaşmış durumda. Bunun 2.005 trilyon TL’si ihtiyaç kredilerinden oluşurken, tam 541 milyar 94 milyon liralık kısmı şu an icra ve takipte. Bu tablo, ülkenin geniş kesimlerinin borç ve umutsuzluk içinde sıkıştığını gözler önüne seriyor.

Amerikan Borsası (Türk Sermayesinin Yurtdışına Hızı)

Döviz kurunun yapay olarak baskılanması, yatırımcıları yurtdışı piyasalarına yöneltiyor. Selçuk Geçer’in aktardığı verilere göre, son bir yılda Türk vatandaşları yurt dışından 77 milyar TL değerinde gayrimenkul satın aldı.

Bu durum, Mehmet Şimşek’in ülkeye sıcak para çekme hedefi ile çelişirken, mevcut politikaların yerli sermayeyi dışarı ittiğini gösteriyor.

Türkiye Borsası (Faiz, Vergi ve Üretimin İhmali)

Türkiye Borsası’nın mevcut durumu, yüksek faiz politikalarının reel sektörü nasıl boğduğunu gösteriyor. Yalnızca para politikası ile enflasyonla mücadele edilmeye çalışılması, şirket iflaslarını ve yabancıya ucuz şirket satışlarını artırıyor.

Vergi tarafında ise durum daha çarpıcı: Ömer Koç’un açıklamasına göre, Koç Grubu Türkiye’deki tüm vergilerin %8’ini tek başına ödüyor. Zaten %70–80’i dolaylı vergiler üzerinden vatandaş tarafından ödenirken, kalan büyük projelerin ve ihalelerin vergi katkısı ise büyük bir soru işareti.

"siz sadece faizi arttırarak ya da faizi indirerek enflasyonla baş edemezsiniz, ekonomiyi de düzeltemezsiniz kardeşim".

BES (Emeklinin Hakkı: Korkmadan Talep Etmek)

Emekliler 16.800 TL maaşla geçinemiyor ve kiralarının yarısını bile ödeyemiyor. Bu durum yalnızca bireysel emeklilik sisteminin değil, tüm sosyal güvenlik yapısının çöktüğünü gösteriyor.

Selçuk Geçer’e göre, en düşük emekli maaşı en az asgari ücretin %110’u olan 66–67 bin TL seviyesine çıkarılmalı. %100 zam yapılsa bile bu maaşın 33.000 TL olacağı ve yine yoksulluk sınırının çok altında kalacağı vurgulanıyor.

Devlet yıllık 3 trilyon TL faiz ödemesi yapabiliyorsa, emeklinin hakkını da ödeyebilmelidir.


Kritik Çıkarım

Selçuk Geçer yorumları ve aktarılan veriler, Türkiye ekonomisinin yüksek faiz–yüksek vergi ikilisine kilitlendiğini gösteriyor. Üretim artırılmadıkça, tasarruf değil borçlanma teşvik edildikçe ve döviz kuru yapay şekilde baskılandıkça, sermaye kaçışı ve gelir adaletsizliği büyümeye devam edecektir.

Altın, dolar ve borsa gibi yatırım araçlarının dahi yapay baskı altında olması, ekonominin gerçek durumu hakkında daha çarpıcı bir tablo sunuyor. Bu nedenle, yalnızca faiz politikasına dayalı bir ekonomi yönetiminin sürdürülebilir olmadığı açıkça görülmektedir.

Hakkımız olanı korkmadan talep etmek ve ekonominin yalnızca faizden ibaret olmadığını anlamak, bu çıkmazın kırılmasında en kritik adımdır.



13 Kasım 2025

GRAM ALTIN 12.000 TL OLABİLİR! Selçuk Geçer SON DAKİKA UYARISI:

GRAM ALTIN 12.000 TL OLABİLİR!
Selçuk Geçer SON DAKİKA UYARISI:
Dolar 85 TL'ye Fırlarsa... | Altın Yorumları & Türkiye Ekonomisi

Ekonomik gerçekler, resmi rakamlarla uyuşmuyor! Türkiye ve dünya piyasalarını eleştirel bir gözle analiz eden Selçuk Geçer, son videosunda yatırımcıları şok edecek tahminlerde bulundu. Dolar kuru gerçekten baskılanıyor mu? Gram altın neden gerçek değerinin yarısında? 2026'da şirketler batacak mı?

Bu yazımızda, Selçuk Geçer’in en sert altın yorumu ve Türkiye ekonomisine dair sunduğu çarpıcı analizleri kritik ediyoruz.

İzleyecekleriniz ve Temel Çıkarımlar:

Gram Altın ve Dolar Şoku
Selçuk Geçer’e göre, mevcut 5.600 TL seviyesindeki gram altın fiyatı, manipüle edilmiş dolar kurunu yansıtıyor. Gerçek enflasyon baz alındığında doların 85 TL'nin üzerinde olması gerektiğini belirten yorumcu, bu durumda gram altının bir anda 11.000 TL ile 12.000 TL arasına fırlayabileceği konusunda uyarıyor. Altın ve gümüş, bu baskılanmış kura karşı en büyük sigorta olarak görülüyor. Selçuk Geçer altın için küresel hedefin 5.500 dolar olduğunu da belirtiyor.

Fed ve Amerikan Borsaları
ABD Merkez Bankası (Fed) içeriden ikiye ayrılmış durumda; bazı Fed yetkilileri faiz indirimlerinin riskli olduğunu söylerken, bazıları hızlı indirim talep ediyor. Hükümet kapanması riskinin kalkması ve faiz indirim beklentilerinin artmasıyla, Morgan Stanley gibi devler hisse senetlerinde yükseliş bekliyor. Selçuk Geçer yorum olarak, özellikle yapay zeka, teknoloji, sanayi ve bankacılık hisselerinde hareketlilik beklediğini aktarıyor.

Türkiye Ekonomisi ve 2026 Riski
Eski TİM Başkanı İsmail Gülle'nin "2026'yı geçirene kurşun işlemez" uyarısını değerlendiren Selçuk Geçer son yorumu ile bu tarihte arka arkaya şirket batışları yaşanacağını öngörüyor. Ayrıca, gelen 11 milyar dolarlık yabancı sermayenin aslında şirketlerin "bedavadan el değiştirmesi" anlamına geldiğini iddia ediyor.

Nüfus Politikası ve Ekonomi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "4-5 çocuk yapın" çağrısını değerlendiren Selçuk Geçer youtube videosunda, yoksulluk sınırının 90.000 TL'yi geçtiği (ve yakında 100.000 TL olacağı) bir ortamda, düşük asgari ücretlerle insanların çocuk yapmasının beklenemeyeceğini, hatta gençlerin yurt dışına kaçmaya çalıştığını vurguluyor.

Selçuk Geçer altın yorumu ve piyasa değerlendirmeleri, mevcut ekonomi politikalarının sürdürülemez olduğunu gösteriyor. Bu yapay dengenin bozulması, anlık ve sert fiyat hareketlerine yol açacaktır.

#selçukgeçeraltın #selçukgeçer #altınyorumu #dolar #ekonomi #selçukgeçersonvideo #gramaltın #youtubeSelçukGeçer #selçukgeçersonyorum



Türkiye ekonomisi, kaynaklarda sunulan uzman görüşleri, özellikle Selçuk Geçer’in eleştirel analizleri ve İsmail Gülle'nin uyarıları ışığında, büyük bir yapay denge ve sürdürülemezlik üzerine kurulmuş karmaşık ve yüksek riskli bir tablo çizmektedir. Resmi veriler ile vatandaşın yaşadığı gerçekler arasındaki büyük uçurum, bu dengenin ne kadar kırılgan olduğunu göstermektedir.

İşte kaynaklara dayalı olarak Türkiye ekonomisinin mevcut durumunun ve karşı karşıya olduğu risklerin ayrıntılı bir tartışması:

1. Para Politikaları ve Kur Baskılama Çelişkisi

Kaynaklarda, mevcut ekonomi yönetiminin izlediği politikaların "ekonomi politikasızlıkları" olarak adlandırıldığı ve işlerin sadece para politikalarıyla yürütülmeye çalışıldığı belirtilmektedir.

Döviz Kurundaki Manipülasyon ve Gerçek Değer:

  • Selçuk Geçer’e göre, dolar kuru şu anda gerçek seviyesinde değildir ve manipüle edilmektedir.
  • Turizm, ihracat ve üretim verilerinde bu durum net bir şekilde görülmektedir.
  • Yorumcu, TÜİK enflasyonu baz alındığında dahi doların 80 liranın, hatta 85 liranın üzerine çıkmış olması gerektiğini savunmaktadır.
  • Bu durum, mevcut ekonomi politikalarının uzun süre sürdürülebilir olmadığını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Gram Altın Fiyatı Üzerindeki Etkisi:

  • Döviz kurunun baskılanması, döviz endeksli bir ürün olan gram altının fiyatının da gerçek değerini yansıtmamasına neden olmaktadır.
  • Selçuk Geçer, doların olması gereken seviyeye (85 TL civarına) gelmesi durumunda, şu an 5.600 TL seviyesinde olan gram altının bir anda 11.000 TL ile 12.000 TL seviyelerine fırlayabileceği uyarısında bulunmaktadır. Bu, altının Türkiye’de bastırılmış kura karşı zorunlu bir sigorta işlevi gördüğünü göstermektedir.

2. Reel Sektör Krizi ve 2026 Uyarısı

Türkiye’nin ihracatçı ve üretici kesimi, mevcut kur, faiz ve vergi politikaları nedeniyle büyük zorluklar yaşamaktadır.

  • Üretimde Gerileme: TÜİK verilerine göre sanayi üretimi Eylül ayında %2.2 gerilemiş, bu da üretimin ne kadar fecaat bir durumda olduğunu göstermektedir.
  • Dış Ticaret Açığı: Döviz baskısı nedeniyle cari açığın hızla arttığı görülmektedir. Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı 75 milyar dolara ulaşmış, yıllıklandırılmış cari açık ise Eylül’de 20.1 milyar dolar olmuştur.
  • Şirket Batışları ve İsmail Gülle’nin Uyarısı: Eski TİM Başkanı İsmail Gülle, mevcut kur ve faiz politikaları devam ederse reel sektörün çöküşe sürükleneceği uyarısını yaparak, "2026'yı geçirene kurşun işlemez" ifadesini kullanmıştır.
  • Bedava Şirket Satışları: Selçuk Geçer, İsmail Gülle’nin uyarısını derinleştirerek, 2026 yılında arka arkaya konkordato değil, şirket batışları görüleceğini ve bu şirketlerin yabancılar tarafından "bedavadan el değiştirdiğini" öngörmektedir.
  • Yanlış Yabancı Sermaye Algısı: Kaynaklar, son dönemde gelen 11 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermayenin, sıfırdan fabrika yatırımı değil, mevcut Türk şirketlerinin ucuza satılması anlamına geldiğini belirtmektedir.

3. Sosyo-Ekonomik Koşullar ve Demografik Çıkarımlar

Ekonomik politikaların yetersizliği, toplumun temel yaşam koşulları ve demografik hedefleri üzerinde de ciddi baskı yaratmaktadır.

  • Fakirleşen Vatandaş ve Yüksek Yoksulluk Sınırı: Selçuk Geçer, uygulanan politikaların her geçen gün insanların biraz daha fakirleşmesine sebep olduğunu belirtmektedir. Yoksulluk sınırı 90.000 lirayı geçmiş durumda olup, önümüzdeki aylarda 100.000 liralık seviyeyi de geçecektir. Buna karşın asgari ücret 22.100 lira, ortalama ücretler ise 35-40.000 lira civarında kalmaktadır.
  • Demografik İntihar Eleştirisi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfus artışındaki düşüşün "intihar" olacağını belirterek, en az 4-5 çocuk yapılması çağrısında bulunmuştur. Selçuk Geçer, bu çağrının ülkenin kalkınması için haklı olduğunu kabul etmekle birlikte, ekonomik koşulların bu çağrıyı imkansız hale getirdiğini sert bir dille eleştirmektedir:

    "İnsanlara umut vermediğiniz sürece insanlara gerçekten ekonomik bir bağımsızlık sağlamadığınız sürece onların kaygılarını arttırdığınız sürece nüfusun artmasını bekleyemezsiniz insanların 4 beş çocuk yapmasını da bekleyemezsiniz sayın Cumhurbaşkanı...".

  • Genç Nüfusun Kaçışı: Daha tehlikeli bir sorun olarak, mevcut genç nüfusun bile yurt dışına kaçmaya çalıştığı belirtilmekte; Cumhurbaşkanı'nın daha çok çocuk yapılmasını istemek yerine, mevcut genç nüfusun kaçmaması için önlemler alması gerektiği vurgulanmaktadır.

4. Sektörel Zorluklar ve Güvenli Limanlara Yönelim

  • Otomotiv Sektöründeki Baskı: İthal otolara ödenen fatura 20.9 milyar dolara çıkmıştır. Yerli oto TOGG ve Türkiye’de üretilen diğer yerli araçlar, Çin firmalarının (örneğin BYD) daha düşük fiyatlarla piyasaya girmesi nedeniyle satılamaz hale gelmiş, hatta TOGG’un kendi pazarını kaybetme noktasına geldiği belirtilmiştir.
  • Lira Bazlı Birikim Riski: Kaynaklarda, kurun ve enflasyonun gerçek değerinin çok daha yüksek olduğu göz önüne alındığında, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) gibi uzun vadeli lira bazlı tasarrufların, getirilerine rağmen reel değerini koruyamama riski taşıdığı ima edilmektedir. Yatırımcılar, zorunlu olarak altın ve döviz endeksli ürünlere yönelmeye devam etmektedir.

Özet

Türkiye ekonomisi, Selçuk Geçer’in yorumladığı şekliyle, şirket batışları, yüksek dış açıklar, baskılanmış döviz kuru ve halkın artan fakirleşmesi gibi ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sürdürülemez dengenin bozulması, özellikle gram altın fiyatında görülecek anlık ve çok sert fiyat sıçramaları gibi sonuçları beraberinde getirme potansiyeli taşımaktadır.