ALTIN Ons ve Gram Analizleri

"Altın ons ve gram fiyatlarında küresel dalgalanmaların arkasındaki dinamikleri keşfedin!"

Amerikan Borsa Analizleri

"Wall Street'in nabzını tutun: Nasdaq ve Dow Jones endekslerindeki kritik hareketleri analiz ediyoruz."

BİST Türkiye Borsa Analizleri

"BİST 100'de fırsatlar ve riskler: Yerel piyasanın en güncel teknik ve temel analizleri burada."

GÜMÜŞ Ons ve Gram Analizleri

"Gümüş piyasasında volatilite yükseliyor: Ons ve gram fiyat tahminlerimizle yatırım stratejilerinizi güçlendirin."

Haftalık Piyasa Özeti

"Altın, döviz, borsa ve gümüşte haftanın en kritik gelişmeleri ve önümüzdeki dönemin anahtar beklentileri tek bakışta!"

16 Kasım 2025

Altın Neden Düşüyor? Dr. Artunç Kocabalkan | Fiba Portföy Hakan Avcı

ALTINDA BÜYÜK MOMENTUM BİTTİ Mİ? | Dr. Artunç Kocabalkan ve Hakan Avcı'dan 2026'ya Şok Uyarı: Yabancı Borsada 'Al-Tut' Bitti!

Piyasaların yönünü tahmin etmek, sisli bir denizde pusulasız yol almak gibidir. Özellikle son haftalarda altın fiyatlarında yaşanan keskin düşüşler, yatırımcıların aklına aynı soruyu getirdi: “Büyük ralli sona mı erdi, yoksa bu sadece fırtına öncesi sessizlik mi?”

Bu sorunun peşine düşerek Ekonomist TV’de Dr. Artunç Kocabalkan ve Fiba Portföy’den Hakan Avcı’nın değerlendirmelerini inceledik. Aşağıda, uzmanların genel piyasa algısıyla çelişen en kritik çıkarımlarını bulabilirsiniz.

Altın

Altın Neden Düşerken Bile Güçlü Kalacak?

Altın, 4400 seviyelerinden 4000–3900 bandına hızlı ve sert bir düşüş yaşadı. Dr. Artunç Kocabalkan, bu düzeltmenin normalde üç haftada beklenirken iki günde gerçekleştiğini ve bu hızın “sıkıntılı” olduğunu söylüyor.

Buna rağmen, altının temel hikâyesi bitmiş değil. Hem Kocabalkan hem de Hakan Avcı, küresel borç yükü, Amerika’nın politikaları ve jeopolitik belirsizlikler nedeniyle altının hâlâ güçlü kaldığını vurguluyor.

“Amerika'nın izlediği politikalar, dünyadaki çok borç yükünün artmış olması... bunun borçtan nasıl çıkılır? Enflasyonist bir ortam yaratılır.”

Enflasyonist ortam altını desteklemeye devam ettiği için, düşüşler alım fırsatı olarak görülebilir. Ancak uzmanların net uyarısı: Artık portföyün %50–60’ını altına ayırma dönemi bitti.

Önerilen alokasyon: %10–20. Büyük momentumun gerçekleştiği ve artık aynı hızda koşulmaması gerektiği belirtiliyor.

Gümüş

Kaynak analizinde gümüş yalnızca bir defa geçiyor, fakat detaylı bir değerlendirme yapılmıyor. Bu da odağın altın ve hisse senetlerine kaydığını gösteriyor. Gümüş, “fakir adamın altını” olarak anılsa da bu dönemin merkezinde değil.

Amerikan Borsası

“Al ve Tut” Stratejisi Bitti: Volatilite Başlıyor

Hakan Avcı’ya göre 2025 “al-tut” yılıydı; ancak 2026 çok daha dalgalı geçecek. Artan volatilite, yatırımcıları trade etmeye zorlayacak ve bu da yanlış yapma riskini artıracak.

“2025’e göre hem yabancı hisselerde hem altın ve gümüşte çok daha zor bir sene olacağını düşünüyorum... dalgalı dalgalı, trade ettirir, alım satım yaptırır, yanlış yapma olanağınız artar.”

Bu çıkarım, pasif yatırım döneminin sona erebileceğini gösteriyor. Yabancı hisselerde artık daha dikkatli olunması gerekiyor.

Türkiye Borsası

TL Varlıklarda Umut – Ama Hisse Senetlerinde

Dövizli varlıklardaki momentumun azalmasıyla birlikte, uzmanlar TL varlıklara dikkat çekiyor. Hakan Avcı, 2026’da TL bazlı kazanç ihtimalinin daha yüksek olduğuna inanıyor.

Ancak tahvil/bono tarafında enflasyonu indirebilecek bir ortam görülmediği için cazip değil. TL yatırım arayanlar için tek güçlü aday kalıyor: hisse senetleri.

Bu, Türk borsasının yerel yatırımcı için yeniden fırsatlar sunabileceğini gösteriyor.

BES

İncelenen kaynaklarda Bireysel Emeklilik Sistemi hakkında bir değerlendirme bulunmuyor.

Sonuç

Dr. Artunç Kocabalkan ve Hakan Avcı’nın analizleri, piyasaların kritik bir dönüşüm döneminde olduğunu gösteriyor. Altında temel hikâye bitmedi ancak büyük momentum geride kaldı. Yabancı borsalarda 2026, ciddi volatilite ve aktif yönetim gerektiren bir yıl olacak. Bu durum, TL varlıklarına ve özellikle hisse senetlerine ilgiyi artırabilir.

Yatırımcıların bu dönem için yapması gereken ise oldukça net: Riskli pozisyonları azaltmak, aktif bir yatırım yılına hazırlanmak ve portföy dümenini daha sıkı tutmak.



15 Kasım 2025

XAU Altın Haftalık Değerlendirme

FED BELİRSİZLİĞİ ALTINI VURDU!

%2.20'LİK SERT DÜŞÜŞ! 

Ons Altın (XAU/USD) hakkında bilmeniz gereken güncel veriler:

• Anlık Fiyat: 4.079,58.
• Günlük Değişim: -91,88 puan ile -%2,20 düşüş.
• Düşüşün Sebebi: Altın, son bir ayın en iyi haftalık performansını göstermesine rağmen, Fed belirsizliğiyle günün kazançlarını geri verdi.
• Yıllık Performans: Altın, son 1 yıllık dönemde muazzam bir şekilde %58,97 değer kazandı.
• Önemli Aralık: Fiyatlar bugün 4.032,32 ile 4.211,68 arasında hareket etti.

Unutmayın: Finansal araçlar ve/veya kripto paralarla işlem yapmak yüksek seviyede risk içermektedir ve tüm yatırımcılar için uygun değildir. Yatırım yapmadan önce risk iştahınızı dikkatlice değerlendiriniz ve profesyonel tavsiye alınız.


1-Altın Sahipleri İçin Kritik Karar! Satalım mı, Tutalım mı?

REKOR ZİRVEYE YAKIN BU NOKTADA ALTINDA KAR REALİZASYONU MU, GÜVENLİ LİMAN TUTUŞU MU?

Ons Altın (XAU/USD) 4.079,58 dolar seviyesinde haftayı kapattı. Son 52 haftalık aralığın (2.561,59 - 4.381,60) üst sınırına yakın olmamız, satış baskısını artırıyor.

Neden Tutmalı? (Uzun Vadeli Güvenlik)

• Altın, son 1 yıllık dönemde %58,97 gibi çok yüksek bir değişim göstererek güçlü bir değer koruyucusu olduğunu kanıtladı.
• ABD ekonomisine ilişkin artan belirsizlik, altını güvenli liman varlığı olarak desteklemeye devam ediyor.

Neden Kısmen Satmalı? (Kısa Vadeli Risk)

• Altın, son günlerde Fed belirsizliğiyle birlikte günlük yaklaşık %2,20 düşüş yaşayarak 4.050 dolar seviyelerine geriledi.
• Faiz indirimi beklentilerinin azalması, altının yükselişini sınırlayan önemli bir temel faktör.

Yıl içinde sağlanan yüksek kârı güvence altına almak için portföyün bir kısmını satmak (kâr realize etmek) mantıklıdır; ancak küresel belirsizlik devam ettiği sürece, risklere karşı korunmak için ana pozisyonu tutmak (güvenli liman tutuşu) stratejik önceliktir.


2: Altın'ı olmayanlar için kritik karar: Doğru Zaman mı?

GÜNLÜK DÜŞÜŞ ALIM FIRSATI MI? 
FED BELİRSİZLİĞİNDE ALTIN YATIRIMI!

Altın almayı düşünen yatırımcılar için kritik soru: Mevcut fiyat (4.079,58) bir fırsat mı, yoksa daha derin bir düzeltme mi beklenmeli?

Altın Alımı Lehindeki Güçlü Sinyaller:

• Teknik Görünüm: Teknik göstergelere göre XAU/USD, genel olarak "Güçlü Al" olarak derecelendiriliyor.
• Temel Destek: Ekonomik belirsizlik altını yukarı yönlü itmeye devam eden ana faktördür.
• Piyasa İlgisi: Altın rekor kırarken bile, yatırımcılar altın ve hisse senedi ikili stratejilerine ilgi gösteriyor.

Altın Alımı için Bekleme Gerekçeleri:

• Fiyat, Fed belirsizliği etkisiyle %2,20 düşüş yaşarken, faiz indirim beklentilerindeki sınırlamalar altın üzerindeki baskıyı artırabilir.
• Gün içi aralık 4.032,32'ye kadar gerilemiştir. Daha cazip bir giriş noktası yakalamak için fiyatın bu destek seviyelerine yakınsaması beklenebilir.

Mevcut düşüş hareketini, kademeli alım (DCA) stratejisiyle değerlendirerek pozisyonun küçük bir kısmını açmak ve geri kalan kısım için piyasanın Fed sinyallerine netlik kazanmasını beklemek risk yönetimi açısından önerilir.

13 Kasım 2025

GRAM ALTIN 12.000 TL OLABİLİR! Selçuk Geçer SON DAKİKA UYARISI:

GRAM ALTIN 12.000 TL OLABİLİR!
Selçuk Geçer SON DAKİKA UYARISI:
Dolar 85 TL'ye Fırlarsa... | Altın Yorumları & Türkiye Ekonomisi

Ekonomik gerçekler, resmi rakamlarla uyuşmuyor! Türkiye ve dünya piyasalarını eleştirel bir gözle analiz eden Selçuk Geçer, son videosunda yatırımcıları şok edecek tahminlerde bulundu. Dolar kuru gerçekten baskılanıyor mu? Gram altın neden gerçek değerinin yarısında? 2026'da şirketler batacak mı?

Bu yazımızda, Selçuk Geçer’in en sert altın yorumu ve Türkiye ekonomisine dair sunduğu çarpıcı analizleri kritik ediyoruz.

İzleyecekleriniz ve Temel Çıkarımlar:

Gram Altın ve Dolar Şoku
Selçuk Geçer’e göre, mevcut 5.600 TL seviyesindeki gram altın fiyatı, manipüle edilmiş dolar kurunu yansıtıyor. Gerçek enflasyon baz alındığında doların 85 TL'nin üzerinde olması gerektiğini belirten yorumcu, bu durumda gram altının bir anda 11.000 TL ile 12.000 TL arasına fırlayabileceği konusunda uyarıyor. Altın ve gümüş, bu baskılanmış kura karşı en büyük sigorta olarak görülüyor. Selçuk Geçer altın için küresel hedefin 5.500 dolar olduğunu da belirtiyor.

Fed ve Amerikan Borsaları
ABD Merkez Bankası (Fed) içeriden ikiye ayrılmış durumda; bazı Fed yetkilileri faiz indirimlerinin riskli olduğunu söylerken, bazıları hızlı indirim talep ediyor. Hükümet kapanması riskinin kalkması ve faiz indirim beklentilerinin artmasıyla, Morgan Stanley gibi devler hisse senetlerinde yükseliş bekliyor. Selçuk Geçer yorum olarak, özellikle yapay zeka, teknoloji, sanayi ve bankacılık hisselerinde hareketlilik beklediğini aktarıyor.

Türkiye Ekonomisi ve 2026 Riski
Eski TİM Başkanı İsmail Gülle'nin "2026'yı geçirene kurşun işlemez" uyarısını değerlendiren Selçuk Geçer son yorumu ile bu tarihte arka arkaya şirket batışları yaşanacağını öngörüyor. Ayrıca, gelen 11 milyar dolarlık yabancı sermayenin aslında şirketlerin "bedavadan el değiştirmesi" anlamına geldiğini iddia ediyor.

Nüfus Politikası ve Ekonomi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "4-5 çocuk yapın" çağrısını değerlendiren Selçuk Geçer youtube videosunda, yoksulluk sınırının 90.000 TL'yi geçtiği (ve yakında 100.000 TL olacağı) bir ortamda, düşük asgari ücretlerle insanların çocuk yapmasının beklenemeyeceğini, hatta gençlerin yurt dışına kaçmaya çalıştığını vurguluyor.

Selçuk Geçer altın yorumu ve piyasa değerlendirmeleri, mevcut ekonomi politikalarının sürdürülemez olduğunu gösteriyor. Bu yapay dengenin bozulması, anlık ve sert fiyat hareketlerine yol açacaktır.

#selçukgeçeraltın #selçukgeçer #altınyorumu #dolar #ekonomi #selçukgeçersonvideo #gramaltın #youtubeSelçukGeçer #selçukgeçersonyorum



Türkiye ekonomisi, kaynaklarda sunulan uzman görüşleri, özellikle Selçuk Geçer’in eleştirel analizleri ve İsmail Gülle'nin uyarıları ışığında, büyük bir yapay denge ve sürdürülemezlik üzerine kurulmuş karmaşık ve yüksek riskli bir tablo çizmektedir. Resmi veriler ile vatandaşın yaşadığı gerçekler arasındaki büyük uçurum, bu dengenin ne kadar kırılgan olduğunu göstermektedir.

İşte kaynaklara dayalı olarak Türkiye ekonomisinin mevcut durumunun ve karşı karşıya olduğu risklerin ayrıntılı bir tartışması:

1. Para Politikaları ve Kur Baskılama Çelişkisi

Kaynaklarda, mevcut ekonomi yönetiminin izlediği politikaların "ekonomi politikasızlıkları" olarak adlandırıldığı ve işlerin sadece para politikalarıyla yürütülmeye çalışıldığı belirtilmektedir.

Döviz Kurundaki Manipülasyon ve Gerçek Değer:

  • Selçuk Geçer’e göre, dolar kuru şu anda gerçek seviyesinde değildir ve manipüle edilmektedir.
  • Turizm, ihracat ve üretim verilerinde bu durum net bir şekilde görülmektedir.
  • Yorumcu, TÜİK enflasyonu baz alındığında dahi doların 80 liranın, hatta 85 liranın üzerine çıkmış olması gerektiğini savunmaktadır.
  • Bu durum, mevcut ekonomi politikalarının uzun süre sürdürülebilir olmadığını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Gram Altın Fiyatı Üzerindeki Etkisi:

  • Döviz kurunun baskılanması, döviz endeksli bir ürün olan gram altının fiyatının da gerçek değerini yansıtmamasına neden olmaktadır.
  • Selçuk Geçer, doların olması gereken seviyeye (85 TL civarına) gelmesi durumunda, şu an 5.600 TL seviyesinde olan gram altının bir anda 11.000 TL ile 12.000 TL seviyelerine fırlayabileceği uyarısında bulunmaktadır. Bu, altının Türkiye’de bastırılmış kura karşı zorunlu bir sigorta işlevi gördüğünü göstermektedir.

2. Reel Sektör Krizi ve 2026 Uyarısı

Türkiye’nin ihracatçı ve üretici kesimi, mevcut kur, faiz ve vergi politikaları nedeniyle büyük zorluklar yaşamaktadır.

  • Üretimde Gerileme: TÜİK verilerine göre sanayi üretimi Eylül ayında %2.2 gerilemiş, bu da üretimin ne kadar fecaat bir durumda olduğunu göstermektedir.
  • Dış Ticaret Açığı: Döviz baskısı nedeniyle cari açığın hızla arttığı görülmektedir. Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı 75 milyar dolara ulaşmış, yıllıklandırılmış cari açık ise Eylül’de 20.1 milyar dolar olmuştur.
  • Şirket Batışları ve İsmail Gülle’nin Uyarısı: Eski TİM Başkanı İsmail Gülle, mevcut kur ve faiz politikaları devam ederse reel sektörün çöküşe sürükleneceği uyarısını yaparak, "2026'yı geçirene kurşun işlemez" ifadesini kullanmıştır.
  • Bedava Şirket Satışları: Selçuk Geçer, İsmail Gülle’nin uyarısını derinleştirerek, 2026 yılında arka arkaya konkordato değil, şirket batışları görüleceğini ve bu şirketlerin yabancılar tarafından "bedavadan el değiştirdiğini" öngörmektedir.
  • Yanlış Yabancı Sermaye Algısı: Kaynaklar, son dönemde gelen 11 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermayenin, sıfırdan fabrika yatırımı değil, mevcut Türk şirketlerinin ucuza satılması anlamına geldiğini belirtmektedir.

3. Sosyo-Ekonomik Koşullar ve Demografik Çıkarımlar

Ekonomik politikaların yetersizliği, toplumun temel yaşam koşulları ve demografik hedefleri üzerinde de ciddi baskı yaratmaktadır.

  • Fakirleşen Vatandaş ve Yüksek Yoksulluk Sınırı: Selçuk Geçer, uygulanan politikaların her geçen gün insanların biraz daha fakirleşmesine sebep olduğunu belirtmektedir. Yoksulluk sınırı 90.000 lirayı geçmiş durumda olup, önümüzdeki aylarda 100.000 liralık seviyeyi de geçecektir. Buna karşın asgari ücret 22.100 lira, ortalama ücretler ise 35-40.000 lira civarında kalmaktadır.
  • Demografik İntihar Eleştirisi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfus artışındaki düşüşün "intihar" olacağını belirterek, en az 4-5 çocuk yapılması çağrısında bulunmuştur. Selçuk Geçer, bu çağrının ülkenin kalkınması için haklı olduğunu kabul etmekle birlikte, ekonomik koşulların bu çağrıyı imkansız hale getirdiğini sert bir dille eleştirmektedir:

    "İnsanlara umut vermediğiniz sürece insanlara gerçekten ekonomik bir bağımsızlık sağlamadığınız sürece onların kaygılarını arttırdığınız sürece nüfusun artmasını bekleyemezsiniz insanların 4 beş çocuk yapmasını da bekleyemezsiniz sayın Cumhurbaşkanı...".

  • Genç Nüfusun Kaçışı: Daha tehlikeli bir sorun olarak, mevcut genç nüfusun bile yurt dışına kaçmaya çalıştığı belirtilmekte; Cumhurbaşkanı'nın daha çok çocuk yapılmasını istemek yerine, mevcut genç nüfusun kaçmaması için önlemler alması gerektiği vurgulanmaktadır.

4. Sektörel Zorluklar ve Güvenli Limanlara Yönelim

  • Otomotiv Sektöründeki Baskı: İthal otolara ödenen fatura 20.9 milyar dolara çıkmıştır. Yerli oto TOGG ve Türkiye’de üretilen diğer yerli araçlar, Çin firmalarının (örneğin BYD) daha düşük fiyatlarla piyasaya girmesi nedeniyle satılamaz hale gelmiş, hatta TOGG’un kendi pazarını kaybetme noktasına geldiği belirtilmiştir.
  • Lira Bazlı Birikim Riski: Kaynaklarda, kurun ve enflasyonun gerçek değerinin çok daha yüksek olduğu göz önüne alındığında, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) gibi uzun vadeli lira bazlı tasarrufların, getirilerine rağmen reel değerini koruyamama riski taşıdığı ima edilmektedir. Yatırımcılar, zorunlu olarak altın ve döviz endeksli ürünlere yönelmeye devam etmektedir.

Özet

Türkiye ekonomisi, Selçuk Geçer’in yorumladığı şekliyle, şirket batışları, yüksek dış açıklar, baskılanmış döviz kuru ve halkın artan fakirleşmesi gibi ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sürdürülemez dengenin bozulması, özellikle gram altın fiyatında görülecek anlık ve çok sert fiyat sıçramaları gibi sonuçları beraberinde getirme potansiyeli taşımaktadır.


Tunç Şatıroğlu: Altın ve Gümüşte 'Dipten Alma' Yanılgısı ve Borsada Bekleyen Büyük Belirsizlik



Analist Uyarısı: Altın ve Gümüşte 'Dipten Alma' Yanılgısı ve Borsada Bekleyen Büyük Belirsizlik

Piyasalarda birçoğumuzun yaşadığı o tanıdık ikilem var, değil mi? Fiyatlar düşerken 'acaba şimdi alsam mı?' diye tereddüt etmek, sonra yükselmeye başladığında 'fırsatı kaçırdım' endişesiyle yanlış zamanda pozisyon almak... Bu duygusal dalgalanmalar, genellikle bizi rasyonel disiplinden uzaklaştırır. Peki ya işin uzmanları, bu duygusal kararlara karşı çıkan, son derece mekanik ve şaşırtıcı derecede katı bir yaklaşım öneriyorsa?

Finans dünyasının yakından takip ettiği isimlerden Tunç Şatıroğlu, son değerlendirmelerinde, geleneksel alım-satım mantığını zorlayan, kesin kurallara dayalı çarpıcı uyarılarda bulunuyor. Sunduğu veriler, yatırımcının kar/zarar yönetiminde ne kadar acımasız ve disiplinli olması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. İşte piyasalara dair en şaşırtıcı ve etkili beş çıkarımımız, bir yatırımcı olarak bakış açınızı değiştirecek türden.


Altın: Tepeden Almak Dibe Atlamaktan Daha Güvenli

Altın, tepki yükselişleri gösterse de, yatırımcılar için en çarpıcı uyarı alım noktası disiplini konusunda geliyor. Analistlerin bakış açısına göre, piyasaların dibini tahmin etmeye çalışmak, disiplinli bir stratejinin önünde duran en büyük engeldir.

Tunç Şatıroğlu, dipten alım yapmamanın nedenini şu sözlerle açıklıyor:

"Çünkü o dipten daha aşağı gitmeyeceğinin bir teyidi yok. ve kritik dirençler geçilmeden de tekrar yükseliş trendine geri döndüğünü o dipteyken bilmeye imkan yok."

Buradaki karşı sezgisel çıkarım şudur: Altın almak istiyorsanız, fiyatın düşmesini değil, kritik direnç seviyelerinin (örneğin 4175) kırıldığını görmeyi beklemelisiniz. Eğer fiyat düşüşe devam eder ve 4088 seviyesinin altında bir saat kalırsa, bu tepki yükselişinin bittiği ve satış yapılması gerektiği anlamına gelir. Bu, fırsatı kaçırma korkusuyla hareket eden yatırımcılar için önemli bir eleştiridir; disiplin, erken kazanma arzusundan daha değerlidir.

Gümüş: Karşınızdaki En Kötü Senaryo: Kârdan Zarar Etmek

Gümüş piyasalarında da Altın ile paralellik gösteren sert bir disiplin çağrısı mevcut. Eğer Gümüş için bir yükseliş beklentisi varsa, strateji yine belirli fiyat seviyelerine sıkı sıkıya bağlı kalmayı gerektirir.

Gümüş için kritik satış noktası 4980'in aşağı kırılması. Ancak yatırımcının uyması gereken asıl kural, "zarar kes" (stop-loss) mekanizmasının önemidir. Eğer analist "satın" diyorsa, al-sat yapmayıp bekleyen bir yatırımcı için gelebilecek en kötü şey, pozisyonu kapattıktan sonra fiyatın %2.5 kadar yukarıdan tekrar alma zorunluluğu doğmasıdır.

Bu, genellikle zarar kesmekten çekinen yatırımcılara yönelik güçlü bir eleştiridir. Tunç Şatıroğlu, zarar kes yapmamanın daha büyük kayıplara yol açabileceğini vurgulayarak, kârdan zarar etmenin (yani daha yüksekten almanın) bile risksiz kalmaktan daha iyi bir sonuç olduğunu düşündürüyor.

Amerikan Borsası: Siyasi Belirsizlik Büyümeyi Dizginliyor

Amerika piyasaları genellikle güçlü bir yükseliş trendi içindeyken, son dönemdeki görünüm bu durumu parçalı hale getiriyor. Dow Jones endeksi yükselişini sürdürürken, S&P 500 ve NASDAQ'ta yatay hareketler veya bir miktar satış baskısı gözlemleniyor.

Buradaki çarpıcı içgörü, bu dengesizliğin ekonomik verilere değil, siyasi belirsizliğe bağlı olmasıdır. Kaynaklara göre, Temsilciler Meclisinden geçecek bir oylamanın zamanlaması ve sonucu konusundaki belirsizlik devam ediyor.

Bu durum, borsanın temel ekonomik göstergelerden ziyade, Washington'daki siyasi düğümler tarafından ne kadar kolayca frenlenebileceğini gösteriyor. Piyasa, bu siyasi sorunun çözülmesini beklemeden yukarı doğru ivmelenemeyecek gibi görünüyor. Bu, küresel piyasaları takip eden yatırımcılar için, bazen en teknik analizin bile politik risk karşısında geri planda kaldığının etkili bir hatırlatıcısıdır.



Türkiye Borsası (BIST): Yeni Alım Tavsiyesi YOK

Borsa İstanbul'da da yatırımcıları beklemeye yönelten önemli sinyaller bulunuyor. Pazartesi günü itibarıyla, 2 saatlik grafiklerdeki göstergeler sata dönmüş durumda.

Bu, yeni alım yapmayı düşünenler için net bir dur işareti. Yeni alım önermesinin temelinde, sadece teknik göstergeler değil, aynı zamanda Türkiye'deki siyasi ve ekonomik ortamdaki "Büyük Turplar Belirsizliği"nin devam etmesi yatıyor.

Tunç Şatıroğlu, mevcut koşullar altında tekrar yükseliş olsa dahi, ancak göstergeler alıma döndüğünde tavsiye verilebileceğini belirtiyor. Bu, piyasadaki genel durumun, belirsizlikler nedeniyle geçici yükselişlere rağmen, temkinli bir duruş gerektirdiğini gösteren güçlü bir kritiktir.

Sonuç

İster altın, ister borsa olsun, Tunç Şatıroğlu'nun analizlerinden çıkan en güçlü sonuç, yatırımın duygusal bir kumar değil, mekanik bir disiplin işi olduğudur. Dipten almayı kaçırma korkusu ya da biraz kârdan vazgeçme endişesi, yatırımcının kararlarını bulandırmamalıdır.

Fırsatlar her zaman geri gelir, ancak sermayeyi koruma disiplini, zarar kesmek pahasına bile olsa, bir yatırımcının en değerli varlığıdır. Piyasalar belirsizliğini korurken, bize düşen, fiyatların bize ne zaman 'al' veya 'sat' dediğini gösteren kritik seviyeleri sabırla beklemektir.