ALTIN Ons ve Gram Analizleri

"Altın ons ve gram fiyatlarında küresel dalgalanmaların arkasındaki dinamikleri keşfedin!"

Amerikan Borsa Analizleri

"Wall Street'in nabzını tutun: Nasdaq ve Dow Jones endekslerindeki kritik hareketleri analiz ediyoruz."

BİST Türkiye Borsa Analizleri

"BİST 100'de fırsatlar ve riskler: Yerel piyasanın en güncel teknik ve temel analizleri burada."

GÜMÜŞ Ons ve Gram Analizleri

"Gümüş piyasasında volatilite yükseliyor: Ons ve gram fiyat tahminlerimizle yatırım stratejilerinizi güçlendirin."

Haftalık Piyasa Özeti

"Altın, döviz, borsa ve gümüşte haftanın en kritik gelişmeleri ve önümüzdeki dönemin anahtar beklentileri tek bakışta!"

12 Kasım 2025

KRİTİK UYARI! Altın ve Gümüş Neden Durdurulamıyor? Tunç Şatıroğlu: BIST'i ve Nasdaq'ı Şaşırtan 5 İnanılmaz Piyasa Gerçeği!


Piyasalar Analisti Şaşkın: Altın ve Gümüş Neden Beklentilere Rağmen Koşuyor? İşte En Şaşırtıcı 5 Çıkarım

Finans piyasaları, tahminlerimizin doğru çıktığı zamanlar kadar, bizi yanılttığı anlarla da doludur. Hükümet anlaşmaları, faiz kararları veya küresel gerilimler... Tüm bu karmaşık denklemde bir analistin en dürüst ve çarpıcı tespiti ne olabilir? Belki de piyasanın, beklenen mantık setini tamamen reddettiğini kabul etmesidir.

Popüler analist Tunç Şatıroğlu’nun son yayınlarında ele aldığı güncel piyasa değerlendirmeleri, sadece fiyat hareketlerini değil, aynı zamanda finansal sorumluluk ve analiz sanatının sınırlarını da sorgulamamızı gerektiren derin içgörüler sunuyor. Bu hafta, klasik korelasyonları altüst eden, bizi şaşırtan ve yatırım yaklaşımımızı yeniden düşünmeye zorlayan en etkili çıkarımları sizler için derledik.

Peki, Tunç Şatıroğlu - YouTube son videosunda belirtilen bu beklenmedik hareketler ne anlama geliyor? İşte analistin kendi beklentilerinin bile ötesine geçen piyasa olaylarına dair kritik bakış açısı:

Altın: Beklenen Derin Düşüş Gelmeyince Analiz Değişmek Zorunda Kaldı

Altın, son dönemde yaşanan hareketlerle analistlerin beklediği klasik düşüş senaryolarını boşa çıkardı. Tunç Şatıroğlu, daha önce altının 3700 seviyesine kadar derin bir düşüş yapmasını beklediğini belirtmişti. Ancak altın, hareketli ortalamalara kadar bir tepki yükselişi gösterdi ve hatta bu yükseliş beklentisi birkaç günden bir haftaya yayıldı.

Bu durumun şaşırtıcı yanı, fiyattaki bu tepki yükselişinin artık “tepki” olmaktan çıkma potansiyeli taşımasıdır. Eğer altın daha da yükselmeye devam ederse, analistin 3700 beklentisi geçersiz hale geliyor. Bu noktada, analistin dürüstçe ortaya koyduğu gibi, piyasa yapıcıları tarafından belirlenen fiyat hareketleri, mantıklı görünen analizleri desteklemediğinde, yatırımcıların ve hatta uzmanların yanıldığını kabul etmesi gerekebilir.

“Bir noktadan sonra da eee yanıldığımızı kabul edip yeniden alım yapmalıyız. Yani 3900'e kadar geldi. Benim beklentim 3700'e kadar gelmesi şeklindeydi.”

Bu içgörü, yatırımcılar için bir ders niteliğinde: Piyasa, inatçı beklentilerinizi umursamaz.


Gümüş: Amerikan Haberlerine En Aşırı Pozitif Tepki Veren Varlık

Gümüş piyasası, bu analizdeki en sezgiye aykırı hareketlerden birini sergiledi. Normalde altın aşağı döndüğünde gümüşün de onu takip etmesi beklenirken, gümüş, ABD federal hükümetinin kapanmasıyla ilgili anlaşma haberine en pozitif tepkiyi veren varlık oldu.

Bu tepki, yalnızca altın tepkisinden değil, aynı zamanda ABD borsalarından (Nasdaq ve S&P 500) gelen tepkiden de çok daha güçlüydü. Bu durum, analist için bile anlamsız geliyor. Gümüş, küresel olarak alınıp satılan bir emtia olmasına rağmen, ABD piyasasıyla Nazdak’tan daha az doğrudan ilişki kurması beklenir. Bu kadar güçlü bir pozitif reaksiyonun mantığı, spekülatif bir hareket olma ihtimalini gündeme getiriyor.

Bu, finansal haberlerin bazı varlıklar üzerinde neden beklenmedik derecede büyük bir etki yarattığını anlamak açısından kritik bir noktadır. Tunç Şatıroğlu Altın Yorumu Son Dakika değerlendirmesinde bile, gümüşün bu kadar keskin yükselişine mantık çerçevesinde açıklama getirmekte zorlanıldığını görüyoruz.

Amerikan Borsası: Piyasalar Haberleri Farklı Yorumluyor

ABD'de federal hükümetin kapanması tehlikesinin anlaşmayla (öteleme şeklinde de olsa) geçiştirilmesi, normalde tüm piyasa için pozitif olması gereken bir gelişmeydi. Ancak piyasaların tepkisi şaşırtıcı derecede farklı oldu.

Dow Jones çok pozitif tepki verdi ve yeni bir rekor seviyesine doğru ilerlerken, S&P 500 ve Nasdaq neredeyse tepkisiz kaldı; yatay bir durumda seyrettiler.

Bu farklılık, yatırımcıların sadece “iyi haber” veya “kötü haber” kategorilerine odaklanmaması gerektiğini gösteriyor. Piyasalar, haberin farklı sektörler ve endeksler için taşıdığı anlık ağırlığı ayrı ayrı değerlendiriyor. Örneğin, kripto para piyasasının dinamikleri, Nazdak'ın dinamiklerinden bağımsız hareket edebilir. Hatta kripto üzerinde pozitif etki görülürken, S&P 500 ve Nasdaq üzerinde fazla bir etki olmaması analist tarafından “çok anlam verilemeyen” bir durum olarak nitelendirilmiştir.

Türkiye Borsası (BIST): ABD Gelişmeleriyle Alakasızlık

En önemli ve net çıkarımlardan biri, Türk yatırımcılar için geldi: Borsa İstanbul'un (BIST), ABD federal hükümetinin kapanıp kapanmaması gibi gelişmelerle hiçbir alakası yok.

Bu, sıkça sorulan bir sorunun kesin cevabıydı. Her ne kadar yatırımcılar, küresel pozitif gelişmelerin BIST'i de yukarı çekeceğini umut etse de, göstergeler tamamen yerel dinamiklere işaret ediyor. Tunç Şatıroğlu açıkça, dünkü gelişmelerden sonra göstergelerin “sata döndüğünü” ve bu nedenle yeni alım önermediğini belirtti.

Bu, yatırımcıların kendi yerel piyasalarını değerlendirirken, küresel manşetlerin otomatik bir pozitif etki yaratacağı yanılsamasından kaçınmaları gerektiğini gösteren önemli bir eleştiridir.

Yatırımın En Önemli Dersi: Kendi Kararını Kendin Ver

Belki de bu analiz serisindeki en etkili ve kalıcı çıkarım, piyasa hareketlerinden ziyade, yatırımcının sorumluluğu üzerinedir. Analist, bir öğrencisi (artık bir meslektaşı olarak nitelendirilebilecek) olan Hakan Ergin’in kendisine verdiği önemli bir dersi aktarıyor:

“Bırak herkes kendi kararını kendi versin. Şimdi alayım mı? Şimdi satayım mı diye sana soranlar bir sorumluluk almak istemeyenler.”

Hakan Ergin'in bu felsefesi, analistin yanıldığı bir durumda bile sorumluluğun analiste yüklenmesini engellemeyi amaçlar. Analizler yol göstermelidir, ancak fiyatlar analizi desteklemediğinde (şu anda olduğu gibi), son kararı verecek ve riskini yönetecek olan kişi yatırımcının kendisidir.

Bu, finansal yayın platformları için temiz estetiğin ötesine geçen bir içgörüdür: Analist, Tunç Şatıroğlu - YouTube kanalında bile olsa, sadece bir rehberdir; risk yönetiminin sorumluluğu her zaman bireye aittir.

Son Söz: Piyasalar, Tıpkı Bir Akıntı Gibi

Piyasalar, güçlü analist beklentilerini bile hiçe sayarak aniden yön değiştirebilen, öngörülemez bir akıntıya benzer. Analist Tunç Şatıroğlu’nun da deneyimlediği gibi, “mantıklı” görünen tahminler olsa bile, fiyat akışı sizi desteklemediğinde, rotayı değiştirmeye hazır olmalısınız. Gümüş'ün beklenmedik sıçrayışı veya altının inatçı yükselişi, bize finansal analizde esnekliğin ve en önemlisi, Hakan Ergin'in dediği gibi, kişisel sorumluluğun ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor. Analizleriniz ne kadar güçlü olursa olsun, piyasaların ne söyleyeceğini daima dinleyin.

11 Kasım 2025

Altın: Düşüşler İhlalden İbaret, Hedef 5.000 TL

Yıl Sonu Sürprizi: Altın Neden 5000'e Koşarken, Amerikan Borsaları Satış Fırsatı Sayılıyor?

Yıl sonu yaklaştığında yatırımcıların aklında hep aynı soru belirir: Noel Baba Rallisi (Santa Rally) bu yıl da gelecek mi? Tatil öncesi dönemde kurumların ve trader’ların primlerini maksimize etmek için piyasaları yukarı taşıyacağı inancı, her yıl piyasada benzer bir heyecan yaratır. Ancak Artunç Kocabalkan ve Fikret Önder’in analizleri, bu iyimser tabloyu tersine çevirecek kadar cesur ve çarpıcı.

Piyasaların tek yönlü beklentiye kapıldığı dönemlerde, en büyük hareketler genellikle tam tersi yönde gerçekleşir. Bu yayınlarda öne çıkan beş kritik çıkarım, yıl sonuna girerken yatırımcılar için ezber bozan ipuçları sunuyor.

Altın: Düşüşler İhlalden İbaret, Hedef 5.000 TL

Genellikle borsalar yükselirken altın geride kalır. Fakat bu kez tablo farklı. Artunç Kocabalkan, altın grafiklerinde güçlü bir yükseliş formasyonu görüyor. Altının “çanak formasyonu”nu tamamlayarak 5.000 TL seviyesine doğru hareket etmesini bekliyor. 3.950-3.960 TL bandına kadar olan düşüşlerin “ihlâl” olarak kalacağını, ardından yeniden yükselişin başlayacağını vurguluyor.

“Biz dedik ki 3950-60 altına düşüşler ihlal olarak kalır, altın yükselir... altın yükseliyor.” — Artunç Kocabalkan

Bu analiz, altının sadece güvenli liman değil, aynı zamanda güçlü bir büyüme potansiyeline sahip bir yatırım aracı olarak konumunu koruduğunu gösteriyor.

Gümüş: Sanayi Metali Olarak Sınırlı Hareket Beklentisi

Gümüş, genellikle altının küçük kardeşi olarak görülür; ancak bu defa yorumlar daha temkinli. Kocabalkan, gümüşe olan ilginin sınırlı kaldığını ve onu esasen endüstriyel bir metal olarak değerlendirdiğini belirtiyor. Bu nedenle gümüşteki hareketin, altın kadar güçlü olmayabileceğini düşünüyor.

Yüksek volatilite nedeniyle gümüşte teknik analiz büyük önem taşıyor. Bu bağlamda yatırımcıların, Cem Alpay’ın hazırladığı gümüş raporlarını yakından takip etmesi öneriliyor.

Amerikan Borsaları: Her Yükseliş Bir Satış Fırsatı

ABD borsalarında yaşanan yükseliş, birçok yatırımcı için umut verse de Kocabalkan için bu hareket, bir satış fırsatı. S&P ve Nasdaq’taki yükselişlerin “mini rahatlama rallisi” olduğunu, ancak bunun uzun sürmeyeceğini savunuyor. Ona göre piyasada “ikili tepe” formasyonu oluşmak üzere ve bu, yeni bir satış dalgasının habercisi olabilir.

“Ben Amerikan borsalarında ve Bitcoin’de yükselişi satış fırsatı olarak görürüm... oradan satıp short pozisyona geçerim.” — Artunç Kocabalkan

Bu yaklaşım, klasik “düşüş alış fırsatıdır” anlayışının tam tersine, “yükseliş satış fırsatıdır” stratejisini öne çıkarıyor. Kocabalkan, yatırımcıların stop-loss mekanizmalarını daraltarak olası satış dalgasına karşı temkinli olmaları gerektiğini vurguluyor.

Borsa İstanbul: Sistemik Riskler ve Kurumsal Güven Krizi

Borsa İstanbul’da yıl sonu görünümü karmaşık. Murat Raşit Arslanoğlu, likit hisselerde hareketlenme beklerken, Haydar Acun ve Artunç Kocabalkan, piyasanın yapısal zayıflıklarına dikkat çekiyor. Özellikle halka arzlarda yaşanan sorunlar, yanlış fiyatlamalar ve SPK’nın pasif tutumu, ciddi eleştirilere neden oluyor.

Kocabalkan, Borsa İstanbul’un “ayıplı ürünleri rafına koyan bir market” gibi davrandığını söyleyerek sert bir çıkış yapıyor. Bu durumun yatırımcı güvenini sarstığını ve sistemik risk oluşturduğunu belirtiyor.

“Adalet mülkün temelidir, bodrum katı değildir.” — Artunç Kocabalkan

Bu söz, piyasalardaki sorunların sadece fiyat hareketleriyle değil, sistemin adalet mekanizmasıyla da ilgili olduğunu çarpıcı biçimde özetliyor.

BES ve Uzun Vadeli Güven: Finansal Sistemin Temeli

Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) gibi uzun vadeli yatırım araçlarının başarısı, sisteme duyulan güvene bağlıdır. Eğer piyasa düzenleyicileri, yatırımcıyı koruma görevini yerine getirmezse, bu güven zedelenir. Murat Arın’ın teknik analizleri kadar, şeffaflık ve adalet ilkeleri de piyasaların sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir.

Kocabalkan ve Acun’un vurguladığı bu noktalar, finansal sistemdeki güven eksikliğinin sadece kısa vadeli trade’leri değil, Türkiye’nin uzun vadeli tasarruf kültürünü de tehlikeye attığını gösteriyor.

Sonuç: İki Taraflı Kırılma ve Güven Krizi

Piyasalar şu anda klasik bir “Santa Rallisi” havasından çok, her iki yöne de kırılabilecek sıkışık bir dönemde. Fikret Önder’in uzun vadeli 2026 portföy stratejileri umut verse de, kısa vadede Kocabalkan’ın temkinli yaklaşımı dikkat çekiyor.

Türkiye’de ise tablo daha derin: Piyasalar teknik olarak yön bulabilir, ancak SPK ve Borsa İstanbul görevini layıkıyla yapmadıkça, yatırımcıların piyasaya ve hatta sisteme olan güveni yeniden tesis edilemez. Çünkü bir piyasa, yalnızca fiyatı değil; aynı zamanda adaleti de ölçer.

05 Kasım 2025

Borsa İstanbul: Fırsatlar mı, Sistematik Riskler mi?

Borsa İstanbul: Fırsatlar mı, Sistematik Riskler mi?

Borsa İstanbul söz konusu olduğunda, uzmanlar arasındaki görüş ayrılığı derin bir uçuruma dönüşüyor. Bir yanda temkinli bir iyimserlik, diğer yanda ise sistemsel çöküş uyarıları yer alıyor.

Teknik Görünüm: Direnç Kırılırsa Yeni Ralli

Tunç Şatıroğlu, teknik bir perspektiften bakarak endeksin kritik direnç seviyelerini kırması durumunda yeni bir rallinin başlayabileceğini belirtiyor. Ancak aynı zamanda Türkiye'deki siyasi gerilimlerin yüksek riskler barındırdığının altını çiziyor. Şatıroğlu’na göre, teknik göstergeler umut verse de, makroekonomik ve politik belirsizlikler yatırımcıların temkinli davranmasını gerektiriyor.

Kocabalkan’ın Uyarısı: “Borsadan Bir Cacık Olmaz”

Bu temkinli duruşun tam karşısında ise Artunç Kocabalkan'ın keskin kötümserliği var. Kocabalkan, mevcut koşullarda “borsadan bir cacık olmaz” diyerek net bir tavır sergiliyor. Bu karamsarlığının temelinde ise şu nedenler yatıyor:

  • "Kara para" aklama iddiaları üzerine yürütülen soruşturmaların yarattığı sistemik risk,
  • SPK gibi düzenleyici kurumların zayıf iletişim stratejileri,
  • Piyasaya sürülmesi beklenen 150 yeni halka arzın mevcut likiditeyi tüketerek bir “dışlama etkisi” yaratma tehlikesi.

Kocabalkan'ın bu keskin kötümserliği, Borsa İstanbul'u bekleyen yerel sistemik risklerin o kadar büyük olduğuna inanmasından kaynaklanıyor ki, bu riskler Amerikan piyasalarında yaşanabilecek potansiyel bir ralliyi bile Türk yatırımcısı için anlamsız kılabilir. Kocabalkan, uyarısının ciddiyetini şu sözlerle vurguluyor:

“…birazcık sermaye piyasalarını bilen, birazcık iletişimi bilen biri olarak yalvarıyorum, yalvarıyorum: sistemi çökertirsiniz…”

Sonuç

Borsa İstanbul için tablo oldukça karmaşık. Teknik göstergeler kısa vadeli bir yükseliş ihtimalini işaret ederken, yapısal zayıflıklar ve kurumsal iletişim sorunları yatırımcı güvenini zedeliyor. Bu nedenle piyasada kalmak isteyen yatırımcıların yalnızca fiyat grafiğine değil, sistemin bütününe dikkatle bakmaları gerekiyor.

Amerikan Borsaları: Patlamaya Hazır mı, Çöküşün Eşiğinde mi?

Amerikan Borsaları: Patlamaya Hazır mı, Çöküşün Eşiğinde mi?

Amerikan borsaları konusunda uzmanlar arasında derin bir görüş ayrılığı yaşanıyor: bir yanda büyük bir ralli beklentisi, diğer yanda ise sert bir çöküş uyarısı var.

İyimser Cephe: Likidite ve Hükümet Açılımı Etkisi

İyimser cephede, piyasaların yeniden canlanacağına dair beklentiler iki ana teze dayanıyor. Tunç Şatıroğlu ve Bora Özkent, ABD federal hükümetinin kapanma sürecinin sona ermesinin en önemli pozitif katalizör olacağını savunuyor. Hükümetin yeniden açılmasıyla hazinede biriken likiditenin piyasaya geri döneceğini ve bunun borsalarda bir ralli başlatacağını öngörüyorlar. Ayrıca Şatıroğlu, Yüksek Mahkeme'nin Trump'ın eski gümrük vergisi artırma yetkisine karşı bir karar almasının piyasalar için "süper haber" olacağını ekliyor.

Karamsar Görüş: Likidite Eksikliği ve Balon Endişesi

Bu iyimserliğin tam karşısında ise, sistemik bir çöküşün an meselesi olduğunu düşünen karamsar görüşler yer alıyor. Artunç Kocabalkan’ın iki haftadır beklediği "oldukça büyük bir satış" uyarısı bu kanadın temelini oluşturuyor. Kocabalkan, Palantir hissesindeki düşüşü piyasadaki tehlikeli aşırı değerlenmenin bir semptomu olarak gösteriyor. Cihat E. Çiçek ise daha da keskin bir uyarıda bulunarak piyasadaki ciddi likidite eksikliğinin "büyük bir çöküşü" tetikleyebileceğini iddia ediyor.

Selçuk Geçer’in Tezi: "Silkeleme" Sonrası Ralli

Selçuk Geçer'in "silkeleme" tezi, boğaların beklediği likiditeye dayalı rallinin ancak ayıların işaret ettiği kırılganlık (kaldıraçlı küçük yatırımcılar) sistemden temizlendikten sonra başlayabileceğini öne sürerek iki zıt kamp arasında bir köprü kuruyor. Bu yoruma göre, yaşanan son düşüş, yeni bir ralli öncesi piyasayı sağlıksız unsurlardan arındıran bilinçli bir hareketti.

Sonuç

Amerikan borsaları, şu anda hem potansiyel bir ralli hem de olası bir çöküş arasında sıkışmış durumda. Hangi senaryonun gerçekleşeceği, hükümetin mali politikaları, piyasalara dönecek likidite miktarı ve yatırımcı davranışlarının evrimiyle şekillenecek gibi görünüyor.