Yatırımcının Pusulası: Altın 6.000 Doları Hedeflerken Borsa İstanbul’daki Oyunun Sonu ve Kritik Hamleler
Küresel piyasalar yeniden fırtınalı bir döneme giriyor. Ticaret savaşları, merkez bankalarının faiz indirimleri, jeopolitik riskler ve Trump faktörü… Hepsi bir araya geldiğinde, yatırımcı için hem fırsat hem de büyük bir sınav dönemi doğuyor. Türkiye’de ise Merkez Bankası kararları, siyasi belirsizlikler ve yüksek faiz ortamı, yatırımcının yön bulmasını daha da zorlaştırıyor.
Altın: 6.000 Dolar Söylentisi Gerçek Olabilir mi?
Altın cephesinde rüzgâr güçlü esiyor. Barış Soydan’a göre, altın 4.300 dolar eşiğini aşarak rekor tazeledi. Bu yükselişi tetikleyen faktörler; Fed’in faiz indirimi sinyalleri, merkez bankalarının altın alımları ve ABD–Çin ticaret gerilimi. Selçuk Geçer ise çıtayı daha da yükseltiyor: “Altın 4.500’ü kırarsa hedef artık 6.000 dolar olur.” diyor. Bu beklentinin arkasında, Trump’ın politikalarının dolara olan güveni zedelemesi ve devletlerin rezervlerini altına kaydırması var. Tunç Şatıroğlu teknik olarak trendin hâlâ yukarı yönlü olduğunu vurgularken, Emre Şirin kısa vadede geri çekilme ihtimaline dikkat çekiyor. Yani sabır, bu dönemde en değerli yatırım aracı olabilir.
Gümüş: Düzeltme Dalgası mı, Yeni Bir Fırsat mı?
Altına kıyasla daha oynak bir piyasa olan gümüşte de hareketli günler yaşanıyor. 54,5 dolar seviyesini gören gümüş, ardından 52 doların altına sarktı. Barış Soydan, bu düşüşün geçici olduğunu, Londra’daki fiziki arz sıkıntısının çözülmesiyle fiyatın denge bulduğunu söylüyor. Tunç Şatıroğlu teknik olarak trendin korunduğunu, pozisyonların tutulabileceğini belirtiyor. Emre Şirin ise uzun vadede gümüşün altını geride bırakabileceğini, ancak kısa vadede temkinli olunması gerektiğini hatırlatıyor.
Amerikan Borsası: Fırsat mı, Tuzak mı?
ABD borsalarında karışık bir tablo var. Trump’ın gümrük vergilerinde geri adım sinyali ve Fed’in yumuşak politikalarıyla endeksler toparlanıyor. Ancak serbest fonlardaki yüksek risk hâlâ masada. Barış Soydan, bazı fonların hızlı kazançtan sonra sert düşüşlerle yatırımcıyı vurabileceğini belirtiyor. Tunç Şatıroğlu, Nasdaq’ın yeniden “al sinyali” verdiğini söylerken, Selçuk Geçer portföy çeşitlendirmesi yapan yatırımcılara Amerikan hisselerini öneriyor. Teknoloji, yapay zekâ ve sanayi hisseleri hâlâ cazip görünüyor ama dikkat: bu piyasa hızlı kazandırdığı kadar, hızlı da kaybettiriyor.
Borsa İstanbul: Dalgalı Deniz, Sabırlı Kaptan Arıyor
Borsa İstanbul, haftaya umutla başladı ama yatırımcıların gözü Merkez Bankası faiz kararında. Barış Soydan, piyasaların bu dönemde “olumluyu fiyatlama” eğiliminde olduğunu söylüyor. HSBC’nin bankalara verdiği “al” tavsiyesi de borsayı destekliyor. Ancak Emre Şirin, küçük yatırımcının bu süreçte yıprandığını, panikle satış yaptığını belirtiyor. Büyük yatırımcılar ise bu panikten yararlanarak hisseleri topluyor. Şirin’in mesajı net: “Satma, topla, sabret.” Tunç Şatıroğlu da teknik olarak 4 saatlik grafiklerde teyit beklenmesi gerektiğini söylüyor. Kısacası, borsa şu anda sabırlıların oyunu.
Portföy Dengesi: TL Baskısında Akılcı Dağılım
Selçuk Geçer’in en sert uyarısı kur riskiyle ilgili: “Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu 226 milyar dolar, rezervler zayıf. Dolar bir gün 100 TL’yi görebilir.” Bu nedenle Geçer, portföyün büyük kısmının dövize endeksli varlıklarda tutulmasını öneriyor. Barış Soydan da benzer bir uyarı yapıyor; faiz indirimlerinin devam etmesi halinde TL’nin cazibesinin düşeceğini söylüyor. Emre Şirin ise Hazine’nin yüksek faizle borçlanmasının yatırımcı açısından risk sinyali olduğunu hatırlatıyor. Bu ortamda tek bir kazanan var: iyi planlanmış, sabırlı, çeşitlendirilmiş portföyler.
Son Söz: Yatırımda Akıl, Sabır ve Psikoloji
Altın, gümüş, borsa ya da döviz… Hangisine yatırım yaparsanız yapın, asıl kazanç soğukkanlı kalmaktan geçiyor. Kriz dönemlerinde telaşla karar veren yatırımcı, fırsatı kaçırır. Bu dönemde yatırımcının pusulası net olmalı: bilgi, sabır ve psikoloji. Çünkü piyasalarda her fırtına, bir sonraki sakinliğin habercisidir.



